Online ortamda deneyimlenen sanat eserlerinin, yerinde görülüp hissedilmesinin yerini tutup tutamayacağı, aynı yoğunluğu ve tatmini verip veremeyeceği tartışıladursun; teknolojinin günümüzde kapladığı alan genişledikçe online yaşamın hayatımızdaki önemi göz ardı edilemez duruma geldi. Bu nedenle de birçok sanat kurumu ve kuruluşu daha fazla kişiye ulaşmak için online çalışmalara ve projelere daha pozitif bakmaya başladı. Bunlardan birisi de Paris’te bulunan Picasso Müzesi.
Hôtel Salé – Picasso Müzesi
1656 ve 1659 yılları arasında inşa edilmiş Hôtel Salé, Louis XIII dönemindeki gösterişli mimari tarzını örneklemekte ve dönemin ihtişamını ve zarafetini kanıtlamakta. Tuz vergi dairelerinde çalışan ve tuz vergi sistemi sayesinde zengin olan Pierre Aubert tarafından mimar Jean Bouiller de Bourges’e tasarlatılan Marais’deki malikane, ihtişamı ve dekoratif süslemeleriyle karakterize edilen klasik Barok tarzını yansıtıyor. Adının Hôtel Salé olmasının sebebi ise Salé kelimesinin tuzlu anlamına gelmesi. Yani finansmanının tuz vergisinden gelmesi.
17. yüzyılın büyük Paris evleri arasında en abartılı olmasa da en görkemli, en olağanüstü olanı. – Bruno Foucart
Hôtel Salé birçok kez el değiştirdi. Başlangıçta, Aubert için özel bir konut iken daha sonra çeşitli soylu ailelere ev sahipliği yaptı. Yapının tarihinin en dikkate değer ve dönüştürücü bölümü ise, 1964 yılında Paris şehrinin Hôtel Salé’yi satın almasıyla başladı. Malikaneyi uzun yıllar sonucunda uğradığı ihmal ve bozulmadan kurtarmak için restorasyon çalışmalarına başlandı ve ana mimari prensipler göz önünde bulundurularak yapının tarihsel özü korundu.
Picasso’nun ölümünden sonra ise Hôtel Salé, Picasso Müzesi haline getirildi. Binada koleksiyonu barındırmak için geniş çapta yeniden düzenlemeler yapıldı ve sonrasında da ziyaretlere açıldı. Günümüzde Picasso Müzesi, resimler, heykeller, çizimler, seramikler, baskılar ve gravürler de dahil olmak üzere 5.000’den fazla eserden oluşan etkileyici bir koleksiyona sahip.
Paris’de Yaşam ve Şehrin Picasso’nun Sanatına Etkisi
İspanyol Pablo Ruiz’in nam-ı diğer Picasso’nun hayatının büyük çoğunluğunu geçirdiği Paris, sanatsal gelişiminde ve kariyerinde önemli bir rol oynadı. Picasso’yu, Paris’in sanatsal büyüme için eşsiz fırsatlar barındırması, avangard sanatçı topluluklarına ev sahipliği yapması ve sunduğu genel kültürel zenginlikler etkiledi. Tüm bu unsurlar onun devrim niteliğinde bir sanatçı olarak evrilmesinde önem teşkil ediyordu.
Avangardın ve sanat dünyasının merkezi haline gelen Paris’e, eserlerinin sergilendiği bir sergi için gelen Pablo Picasso, dünyanın dört bir yanından sanatçıları, yazarları ve entelektüelleri cezbeden bu şehre kapıldı. Paris’deki bohem yaşam tarzı ve canlı sanat toplulukları sayesinde Henry Matisse, Georges Braque ve diğer etkili sanatçılarla tanıştı ve etkileşimde bulundu. Bu etkileşimler ona ilham kaynağı oldu. Örneğin kabarelerin gece hayatından şehrin sakinlerinin günlük varoluşuna kadar Paris’in hareketli yaşamı, Picasso’ya yeni konu malzemeleri sağladı. Paris müzelerini sık sık ziyaret etmesi, onu klasik ve batı dışı sanatla tanıştırdı ve görsel kelime dağarcığını zenginleştirip, ilham verdi. Sanatçıların takıldığı kafelerde, sanat topluluklarında karşılaştığı fotoğrafçılarla etkileşimi ve fotoğraf tekniklerini deneyimlemek, onun kompozisyon ve perspektife yaklaşımını etkiledi. En büyük atılımı ise çığır açıcı biçimde, Georges Braque ile birlikte Kübizm hareketinin ilk temellerini atmasıydı. Kübizm, perspektif ve nesnelerin temsil şeklini sorgulayarak soyut sanatın gelişimine yol açtı ve sanatçıları konuların harfiyen temsilinin ötesinde düşünmeye teşvik etti. Onlar, iki boyutlu ve soyut çalışmalara yönelimi savunuyordu. Doğayı kopyalamak yerine, nesneleri farklı bakış açıları kullanarak geometrik formlarda işlediler ve formların radikal soyutlanmasına odaklandılar. Kübizm, hayatı boyunca Picasso’nun sanatsal kimliğinin temel bir parçası olarak kaldı ve kariyerinde önemli eserler verdi.
Pablo Picasso‘nun Dehasına Online Ziyaret
2023 yılı, ikonik sanatçı Picasso’nun ölümünün 50. yıldönümü olduğu için birçok sanatsever ve koleksiyoner tarafından “Picasso Yılı” olarak anıldı. Özellikle de yukarıda değindiğimiz gibi sanatçının yaşadığı ve sürekli etkileşim içinde olduğu Paris şehri için bu durum oldukça özeldi. Buna bağlı olarak yıllardır çalışmalar ve derlemeler yapan Picasso Müzesi, yakın zamanda sanatseverlere binlerce Picasso eseri sunacağını açıkladı. Şu an aktif olan arşivde, Picasso’nun evlerinden, farklı müzelerden toplanan daha önce görmediğimiz pek çok farklı eşyası, sanat malzemesi ve notlarının yanı sıra, Picasso hakkında yapılmış birçok çalışma, röportaj, deneme, araştırma yazıları ve 19.000’den fazla fotoğraf yer alıyor. Müzenin hedefi ise yıl sonuna kadar 200.000’den fazla çalışmayı dijital hale getirip platforma yükleyerek, arşivi daha da genişletmek.
Louvre’u sık sık ziyaret eden Picasso, kişisel koleksiyonundaki eserlerin yanı sıra, ömrü boyunca yetecek kadar fotoğraf, kartpostal, röprodüksiyon, poster, dergi ve resimli kitap biriktirdi. – Picasso Müzesi
Oluşturulan portalın oldukça kullanıcı dostu olduğunu ve hedefe yönelik arama yapılabildiğini de belirtmek gerek. Portal üzerinden dosya türünü seçerek binlerce çalışma arasından ilgili eserlere hızlıca ulaşabiliyorsunuz. Çevrimiçi arşivde, farklı sergiler de yer alacak. Bu sergilerin ilki, Pablo Picasso’nun resim anlayışının modernliğini, eserlerinin sanatsal ve sanat dışı kaynaklarını ve bunların benimsenme biçimlerini inceleyerek analiz eden “Picasso: Consuming Images”. Picasso’nun Paris’e geldikten sonra gördüğü ve ilham aldığına inanılan çalışmalardan oluşan sergide Henri Matisse, Rembrandt, Delacroix, Nicalas Poussin gibi önemli ressamların eserleri de yer alıyor.